1. 4207 Sayılı Tütün Mamülleri ile mücadele

2. 3298 Sayılı Uyuşturucu ile mücadele

3. Resmi ve Özel Öğretim Kurumlarının Hapishane , İçkili Yer ve Umuma Açık Yerlerden Uzaklıklarının Belirlenmesine dair Yönetmelik 

 

1. 4207 SAYILI KANUN 

TÜTÜN MAMÜLLERİYLE MÜCADELE

 

a)İçilmesi Yasaklanan Yerler:

      Sağlık, eğitim-öğretim ve kültür hizmeti veren yerler ile spor salonlarında ve toplu taşımacılık yapılan her türlü nakil vasıtaları ve bunların bekleme salonlarında, kamu hizmeti yapan kurum ve kuruluşlardan beş veya beşten fazla kişinin görev yaptığı kapalı mekanlarda tütün ve tütün mamullerinin içilmesi yasaktır.

      Bu gibi yerlerde, tütün ve tütün mamullerinin içilebilmesi için ayrı yerler tahsis edilir. Tahsis edilen yerden, sigara içilmeyen yerlere duman gidişini engelleyecek havalandırma, tecrit etme gibi tedbirler alınır.

(4207 sayılı Tütün Mamullerinin Zararlarının Önlenmesine Dair Kanun, m-2)

 

b)Reklam Yasağı

      Tütün ve tütün mamullerinin içim, marka veya alametler kullanılarak her ne suretle olursa olsun reklam ve tanıtımının yapılması veya bunların kullanılmasını teşvik ve özendirici kampanyalar düzenlenmesi yasaktır.

      Onsekiz  yaşından küçüklere tütün ve tütün mamulleri satışı yapılamaz.

(4207 sayılı Tütün Mamullerinin Zararlarının Önlenmesine Dair Kanun, m-3)

 

UYUŞTURUCU İLE MÜCADELE

 

      A-OKULLAR

a)Sağlık İşleri Daire Başkanlığı Genelgesi : 06.10.1995/6889

      Son yıllarda ülkemizde özellikle genç nesil arasında “Volatile Solvents” veya “İnhalants” olarak ifade edilen benzin, çeşitli yapıştırıcılar, daktilo silici, tiner, butan, naftalin, azot oksit vb. uçucu maddelere karşı bağımlılığın artış gösterdiği belirtilmektedir.

      Öğretmen ve öğrencilerimizin sağlıklarının korunması ve çocuklarda daha sonra madde bağımlılığına dönüşebilecek koklama alışkanlığının önlenmesi amacıyla bütün eğitim kurumlarında :

      1-İçinde çözücü olarak etilasetat ve ksilen (xylene) bulunan beyaz tahta kalemlerinin kullanılmaması, özellikle üzerinde yabancı dilde yazı bulunan ithal kalemleri (Board Marker) alırken içinde bu tür uçucu maddelerin bulunup bulunmadığına dikkat edilmesi, çözücüsü alkol olanların tercih edilmesi,

      2-Organik sovenlerle (Tolven vb.) yapılan kırtasiye tipi yapıştırıcıların kullanılmaması, bunun yerine su vasatta üretilen yapıştırıcıların kullanılması,

      3-Yukarıda belirtilen malzemelerden başka, öğrencilerin okul içinde ve dışında kokulu silgi, kokulu kalemler vb. kırtasiye malzemelerini kullanmamaları konusunda öğretmenler tarafından uyarılmaları, takip ve kontrollerinin yapılması,

      4-Öğrenci velilerinin, Okul Aile ve Sınıf Aile Birliği toplantılarında bu konuda bilgilendirilmeleri. (T.D. 2442)

 

      b)Araştırma Planlama ve Koordinasyon Kurulu Başkanlığı Genelgesi :

      Dünyanın en genç nüfus yapısına sahip ülkemizin, 2000’li yıllara gelişmiş ülkelerle rekabet gücünü artırarak hazırlanmasını ve 21’nci Yüzyılda kalkınarak güçlenmesini çıkarlarına aykırı gören odaklar tarafından gençlerimizi kötü alışkanlıklara itmek için her türlü çabanın gösterildiği bilinmektedir.

      Özellikle son zamanlarda, Dünya gençliğini kemiren uyuşturucunun gençlerimiz tarafından az da olsa kullanılır hale gelmesini, emellerinin gerçekleştirilmesi konusunda en geçerli yol olarak görenler, bu konuda çok yoğun bir çaba harcamaktadırlar.

      Bugünlerimizin umudu ve geleceğimizin en büyük güvencesi olan gençlerimizi bu tehlikeden korumak için her türlü önlemin alınması gerekmektedir.

      İstanbul gibi nüfusu süratle artan ve her türlü kötü alışkanlıkların, vatandaşlarımızı daha çok etkilediği illerimiz başta olmak üzere uyuşturucu ile yapılacak mücadelelerde okullarımız hedef kuruluşlar olarak büyük önem taşımaktadır.

      Her yaşta öğrencilerimizi, kötü alışkanlıktan korumak için, Bakanlığımızın bütün birimlerine çok önemli görevler düşmektedir.

      Bu görevin yerine getirilmesi amacıyla; eğitim kurumlarımız ile tüm eğitimcilerimizin, başka mülki amirlerimiz olmak üzere konu ile ilgili uzman kuruluş ve kişilerle iş birliği yapılarak ;

      1-Düzenleyecekleri Okul-Aile ve Sınıf-Aile Birliği toplantılarında öğrenci velilerini bu konuda aydınlatarak çocuklarının okul dışı yaşantılarının titizlikle ve sürekli izlenmesini sağlamalarını,

      2-“Okul Disiplin Kurulu” ve “Onur Kurulu”  çalışmalarında, rehberlik derslerinde ve yeşilay kolu faaliyetlerinde uyuşturucu ile mücadele konusuna önem vermelerini,

      3-Öğrencilerin boş zamanlarını, sosyal, kültürel ve sportif etkinliklerle yararlı ve olumlu bir biçimde değerlendirmeleri için yöredeki tüm tesis, araç ve gereçlerden ortaklaşa yararlanmaları konusunda gerekli plânlamayı yapmalarını ve uygun ortam hazırlamalarını,

      4-Öğrencilerin ve gençlerin boş zamanlarında gittikleri karaathane, kahvehane vb. yerleri sık sık denetleyerek gerekli önlemleri almalarını,

      5-Danışman öğretmenler ile sınıf ve ders öğretmenlerinin sırası ve yeri geldikçe öğrencilere konu ile ilgili uyarılarda bulunmalarını,

      6-İl ve eğitim yöneticilerinin konunun uzmanlarına konferans verdirmelerini ve bu konferanslara öğrenci velileri ile öğrencilerin katılımlarını sağlamalarını,

      7-Bakanlığımız Sağlık İşleri Dairesi Başkanlığınca okullara bu yıl gönderilen “UYUŞTURUCU BAĞIMLILIĞI” isimli kitapçıkta yer alan esaslar ve öneriler doğrultunda çalışmalarını, kitapçığın bulunmadığı okullar için de Bakanlığımız Sağlık İşleri Dairesince yeni kitap  takviyesi yapılmasını,

      8-Yapılan tüm çalışmalarda yazılı ve görüntülü basın ile ilişki içinde olmalarını önemle rica ederim.

(Genel : Araştırma Plânlama ve Koordinasyon Kurulu Başkanlığı : 21.09.1995 / 360/2460, 1995/69)

 

      c)Sağlık İşleri Daire Başkanlığı Genelgesi : (22.04.1999/1798, 1999/29)

      Madde kullanımı ve bağımlılığı çağımızın önemli bir halk sağlığı sorunu olarak birçok ülkede toplumları tehdit etmektedir.

      Genç bir nüfus yapısına sahip olan Ülkemizin gelişmesini istemeyen bazı odakların, son yıllarda özellikle gençlerimizin  sigara, alkol ve uyuşturucu kullanımı gibi zararlı alışkanlıklar kazanmaları için çaba gösterdikleri bilinmektedir.

      Yapılan araştırmalara göre madde kullanımı ve bağımlılığında en önemli risk grubunu 12-24 yaş arasındaki gençler oluşturmaktadır. Bu kitlenin büyük bölümü ise örgün ve yaygın eğitim kapsamındadır.

      Bu bakımdan gençlerimizin zararlı alışkanlıklardan korunması ve  onlara sağlıklı yaşama bilincinin kazandırılmasında en büyük göre eğitim kurumlarına düşmektedir. Verilecek eğitimde okul, öğretmen ve ailelerin iş birliği önem taşımaktadır.

      Çocuk ve gençlerimizin sağlıklı yetişmeleri için her türlü zararlı madde ve şiddet eylemlerinden korunmaları, sorunlarının en kısa sürede kendi çevresindeki görevlilerce çözümlenmesi ve okul kantinlerinin denetlenmesi gibi konularda alınacak önlemler ilgi genelgelerle Valiliklere gönderilmiştir. Buna karşı bazı illerde, İl Eğitim Gençlik Komisyonlarının işlevlerini tam yerine getirmediği, okullarda sağlığa zararlı kimyasal maddelerle üretilen kırtasiye malzemelerinin yeniden kullanılmaya başlandığı, okul kantinlerinde bu malzemelerin satıldığı görülmektedir.

      Bakanlığımız, madde bağımlılığının önlenmesi için daha etkili ve daha yaygın çalışmaların yapılması amacıyla bu konuda hazırlanan Ulusal Strateji Belgesinin esasları doğrultusunda öncelikle büyük şehirlerimizde uygulanmak üzere Madde Bağımlılığı ile Mücadele Projesini başlatmış bulunmaktadır.

      Açıklanan nedenlerle ve sözkonusu proje kapsamında aşağıdaki önlemlerin alınması uygun görülmektedir.

      1.Tüm eğitim kurumlarımızda öğrencilerimiz ile anne ve babalarının gençlik çağının özellikleri, sorunları ve madde bağımlılığının önlenmesi konularında bilgilendirilmeleri,

      a.Gençlerin sorunlarını yerinde ve kısa sürede çözümlemek amacıyla ilgi (d) genelgeyle Valilerin başkanlığında oluşturulan “İl Milli Eğitim ve Gençlik Komisyonları”na işlerlik ve etkinlik kazandırılması,

      b.Gençlerin sorunlarına yönelik çalışmaların; üniversiteler, ilgili kurum ve kuruluşlar ve uzman kişilerle iş birliği yapılarak daha bilimsel bir anlayışla yürütülmesi,

      c.İl düzeyinde plânlanan koruyucu sağlık eğitimi etkinliklerinde sağlık işlerinden sorumlu bir milli eğitim şube müdürünün koordinatör olarak görevlendirilmesi,

      d.Koordinatör olarak görevlendirilen il milli eğitim şube müdürünün24-28 Mayıs 1999 tarihlerinde Aksaray Hizmetiçi Eğitim Enstitüsünde yapılacak “Madde Kötüye Kullanımı ve Bağımlılığı Eğitim Semineri”ne katılması,

      e.İllerde öncelikle YİBO ve PİO’lardan başlamak üzere okul müdürleri ile öğretmenlere sağlıkla ilgili konularda hizmet içi kurs ve seminerlerin düzenlenmesi,

      f.Sağlık eğitimiyle ilgili çalışmalarda, sağlık personelinin yanısıra daha önce Okul Sağlığı Formatörlük Kursu ve Seminerlerine katılan Ek-1 ‘deki öğretmenler ve sağlık eğitim merkezi başhekimlerinden yararlanılması,

      2.Sağlığa zararlı kimyasal maddelerle üretilen kırtasiye malzemeleri, insanların sağlığını olumsuz etkilediği gibi özellikle çocuklarda daha sonra madde bağımlılığına dönüşebilecek koklama alışkanlığı yapmaktadır. Bu nedenle ;

      a.İçinde çözücü olarak etil asetat ve ksilen buluna beyaz tahta kalemlerinin kullanılması önlenerek bunların yerine çözücüsü alkol olan beyaz yazı tahtası kalemlerinin kullanılması,

      b.Organik solvenlerle (Toluen vb.) yapılan kırtasiye tipi yapıştırıcıların yerine su vasatta üretilen yapıştırıcıların kullanılması,

      c.Kokulu kalem, silgi vb. araç ve gereçlerin yerine doğal olanlarının kullanılması,

      d.Son günlerde piyasada enjektör şeklinde üretilen kalemler görülmektedir. Bu tür kalemler, öğrencilerde madde bağımlılığı konusunda bir düşünce oluşumuna yol açacağı için satın alınması ve kullanılmasının kesinlikle engellenmesi,

      3.Öğrencilerin eğitiminde kullanılan yazılı ve görsel araçlarda, sağlığa zararlı maddelerin adı ve resimlerinin bulunmaması, bu tür maddelerle karşılaştıklarında nasıl davranmaları gerektiği konusunda özendirici olmayan eğitim verilmesi,

      4.Eğitim kurumlarında 4207 sayılı yasa gereğince sigara içilmemesi,

      a.Sigara için öğretmen ve yöneticilerin bırakmayı denemeleri,

      b.Öğretmenlerin örnek olmaları bakımından öğrencilerin görebileceği yer ve ortamlarda sigara içmemeleri,

      5.Madde bağımlısı olduğundan kuşkulanılan öğrencinin, okul yöneticileri tarafından ailesi ile görüşüldükten sonra Rehberlik ve Araştırma Merkezi, sağlık ocağı, Devlet Hastahanesi, Tıp Fakültesi Hastahanesi gibi sağlık kurum ve kuruluşlarından birine gönderilmesi ve izlenmesi,

      a.Madde bağımlısı olduğu anlaşılan öğrencinin okul yöneticileri tarafından ailesi ile görüşülerek tedavisinin sağlanması, gerektiğinde milli eğitim müdürlüğüne bildirilmesi,

      b.Okullar ile çevresinde madde satıcısı, taşıyıcısı veya kuşkulu kişiler görüldüğünde milli eğitim müdürlüğüne bildirilmesi,

      6.Okul kantinlerinde sağlığa zararlı maddeler ve öğrencilerin beslenmesini olumsuz etkileyen yiyeceklerin bulundurulmaması ve satışının engellenmesi,

      a.Okul ve eğitim kurumlarımızın 200 metre çevresindeki büfe, kahvehane gibi yerlerde sigara ve alkollü maddelerin satışının engellenmesi,

      b.Okulların çevresinde bulunan seyyar satıcıların kontrol altında bulundurulması,

      7.Öğrencilerin boş zamanlarını sanat, kültür, spor ve izcilik gibi yararlı biçimde değerlendirmeleri için yönlendirilmesi, okulların bölgesindeki tüm tesis, araç ve gereçlerden ortaklaşa yararlanılması,

      a.Okulların onur kurullarınca bu konulara önem verilmesi, arkadaşlarına iyi örnek olan ve sosyal etkinliklerde başarılı olan öğrencilerin ödüllendirilmesi,

      b.Eğitim etkinliklerinde daha çok sayıda öğrenciye rol verilmesi,

      c.Öğrenci velileri ile basın ve yayın kuruluşlarının etkinliklere davet edilmeleri sağlanmalıdır.

 

 

 

SAĞLIK İŞLERİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI

SAYI : B.08.0.SDB.0.31.06/1798 22/04/1999

KONU : Madde Bağımlılığı

  ..................................... VALİLİĞİNE

GENELGE

1999/29

İLGİ : a) MEB’nın 21/09/1995 tarih ve APK.03.01.00.360/2460 sayılı genelgesi.(1995/69)

b) MEB’nın 06/10/1995 tarih ve SDB.0.31.06.36/6889 sayılı genelgesi.(1995/75)

c) MEB’nın 13/10/1995 tarih ve APK.03.01.00.360/2562 sayılı genelgesi.(1995/78)

d) MEB’nın 18/10/1995 tarih ve APK.03.01.00.310/2701 sayılı genelgesi.(1995/81)

e) MEB’nın 03/12/1996 tarih ve SDB.0.31.06/8348 sayılı genelgesi.(1996/76)

f) Başbakanlığın 03.01.1997 tarih ve AAK.0.06.00.004/10 sayılı yazısı.

Madde kullanımı ve bağımlılığı çağımızın önemli bir halk sağlığı sorunu olarak birçok ülkede toplumları tehdit etmektedir.

Genç bir nüfus yapısına sahip olan Ülkemizin gelişmesini istemeyen bazı odakların, son yıllarda özellikle gençelerimizin sigara, alkol ve uyuşturucu kullanımı gibi zararlı alışkanlıklar kazanmaları için çaba gösterdikleri bilinmektedir.

Yapılan araştırmalara göre madde kullanımı ve bağımlılığında en önemli risk grubunu 12-24 yaş arasındaki gençler oluşturmaktadır. Bu kitlenin büyük bölümü ise örgün ve yaygın eğitim kapsamındadır.

Bu bakımdan gençlerimizin zararlı alışkanlıklardan korunması ve onlara sağlıklı yaşama bilincinin kazandırılmasında en büyük görev eğitim kurumlarına düşmektedir. Verilecek eğitimde okul, öğretmen ve ailelerin iş birliği önem taşımaktadır.

Çocuk ve gençlerimizin sağlıklı yetişmeleri için her türlü zararlı madde ve şiddet eylemlerinden korunmaları, sorunlarının en kısa sürede kendi çevresindeki görevlilerce çözümlenmesi ve okul kantinlerinin denetlenmesi gibi konularda alınacak önlemler ilgi genelgelerle Valiliklere gönderilmiştir. Buna karşın bazı illerde, İl Eğitim Gençlik Komisyonlarının işlevlerini tam yerine getirmediği, okullarda sağlığa zararlı kimyasal maddelerle üretilen kırtasiye malzemelerinin yeniden kullanılmaya başlandığı, okul kantinlerinde bu malzemelerin satıldığı görülmektedir.

Bakanlığımız, madde bağımlılığının önlenmesi için daha etkili ve yaygın çalışmaların yapılması amacıyla bu konuda hazırlanan Ulusal Strateji Belgesinin esasları doğrultusunda öncelikle büyük şehirlerimizde uygulanmak üzere Madde Bağımlılığı İle Mücadele Projesini başlatmış bulunmaktadır.

Açıklanan nedenlerle ve sözkonusu proje kapsamında aşağıdaki önlemlerin alınması uygun görülmektedir.

1. Tüm eğitim kurumlarımızda öğrencilerimiz ile anne ve babalarının gençlik çağının özellikleri, sorunları ve madde bağımlılığının önlenmesi konularında bilgilendirilmeleri,

1.1. Gençlerin sorunlarını yerinde ve kısa sürede çözümlemek amacıyla ilgi (d) genelgeyle Valilerin başkanlığında oluşturulan “İl Eğitim ve Gençlik Komisyonları”na işlerlik ve etkinlik kazandırılması,

1.2. Gençlerin sorunlarına yönelik çalışmaların; üniversiteler, ilgili kurum ve kuruluşlar ve uzman kişilerle iş birliği yapılarak daha bilimsel bir anlayışla yürütülmesi,

1.3. İl düzeyinde plânlanan koruyucu sağlık eğitimi etkinliklerinde sağlık işlerinden sorumlu bir millî eğitim şube müdürünün koordinatör olarak görevlendirilmesi,

1.4. Koordinatör olarak görevlendirilen il millî eğitim şube müdürünün 24-28 Mayıs 1999 tarihlerinde Aksaray Hizmetiçi Eğitim Enstitüsünde yapılacak “Madde Kötüye Kullanımı ve Bağımlılığı Eğitim Semineri”ne katılması,

1.5. İllerde öncelikle YİBO ve PİO’lardan başlamak üzere okul müdürleri ile öğretmenlere sağlıkla ilgili konularda hizmet içi kurs ve seminerlerinin düzenlenmesi,

1.6. Sağlık eğitimiyle ilgili çalışmalarda, sağlık personelinin yanısıra daha önce Okul Sağlığı Formatörlük Kursu ve Seminerlerine katılan EK-1’deki öğretmenler ve sağlık eğitim merkezi başhekimlerinden yararlanılması,

2. Sağlığa zararlı kimyasal maddelerle üretilen kırtasiye malzemeleri, insanların sağlığını olumsuz etkilediği gibi özellikle çocuklarda daha sonra madde bağımlılığına dönüşebilecek koklama alışkanlığı yapmaktadır. Bu nedenle;

2.1. İçinde çözücü olarak etil asetat ve ksilen bulunan beyaz tahta kalemlerinin kullanılması önlenerek bunların yerine çözücüsü alkol olan beyaz yazı tahtası kalemlerinin kullanılması,

2.2. Organik solvenlerle (Toluen vb.) yapılan kırtasiye tipi yapıştırıcıların yerine su vasatta üretilen yapıştırıcıların kullanılması,

2.3. Kokulu kalem, silgi vb. araç ve gereçlerin yerine doğal olanlarının kullanılması,

2.4. Son günlerde piyasada enjektör şeklinde üretilen kalemler görülmektedir. Bu tür kalemler, öğrencilerde madde bağımlılığı konusunda bir düşünce oluşumuna yol açacağı için satın alınması ve kullanılmasının kesinlikle engellenmesi,

3. Öğrencilerin eğitiminde kullanılan yazılı ve görsel araçlarda, sağlığa zararlı maddelerin adı ve resimlerinin bulunmaması, bu tür maddelerle karşılaştıklarında nasıl davranmaları gerektiği konusunda özendirici olmayan eğitim verilmesi,

4. Eğitim kurumlarında 4207 sayılı yasa gereğince sigara içilmemesi,

4.1. Sigara içen öğretmen ve yöneticilerin bırakmayı denemeleri,

4.2. Öğretmenlerin örnek olmaları bakımından, öğrencilerin görebileceği yer ve ortamlarda sigara içmemeleri,

5. Madde bağımlısı olduğundan kuşkulanılan öğrencinin, okul yöneticileri tarafından ailesiyle görüşüldükten sonra rehberlik ve araştırma merkezi, sağlık ocağı, Devlet hastahanesi, tıp fakültesi hastahanesi gibi sağlık kurum ve kuruluşlarından birine gönderilmesi ve izlenmesi,

5.1. Madde bağımlısı olduğu anlaşılan öğrencinin okul yöneticileri tarafından ailesiyle görüşülerek tedavisinin sağlanması, gerektiğinde millî eğitim müdürlüğüne bildirilmesi,

5.2. Okullar ile çevresinde madde satıcısı, taşıyıcısı veya kuşkulu kişiler görüldüğünde millî eğitim müdürlüğüne bildirilmesi

6. Okul kantinlerinde sağlığa zararlı maddeler ve öğrencilerin beslenmesini olumsuz etkileyen yiyeceklerin bulundurulmaması ve satışının engellenmesi,

6.1. Okul ve eğitim kurumlarımızın 200 metre çevresindeki büfe, kahvehane gibi yerlerde sigara ve alkollü maddelerin satışının engellenmesi,

6.2. Okulların çevresinde bulunan seyyar satıcıların kontrol altında bulundurulması,

7. Öğrencilerin boş zamanlarını sanat, kültür, spor ve izcilik gibi yararlı biçimde değerlendirmeleri için yönlendirilmesi, okulların bölgesindeki tüm tesis, araç ve gereçlerden ortaklaşa yararlanılması,

7.1. Okulların onur kurullarınca bu konulara önem verilmesi, arkadaşlarına iyi örnek olan ve sosyal etkinliklerde başarılı öğrencilerin ödüllendirilmesi,

7.2. Eğitim etkinliklerinde daha çok sayıda öğrenciye rol verilmesi,

7.3. Öğrenci velileri ile basın ve yayın kuruluşlarının etkinliklere davet edilmeleri sağlanmalıdır.

Bilgilerinizi ve gereğini rica ederim.
 
 

                                                                                                                                                                 

3. Resmi ve Özel Öğretim Kurumlarının Hapishane , İçkili Yer ve Umuma Açık Yerlerden Uzaklıklarının Belirlenmesine dair Yönetmelik 

 

RESMÎ VEYA ÖZEL ÖĞRETİM KURUMLARININ 

HAPİSHANE, İÇKİLİ YER VE UMUMA AÇIK YERLERE OLAN UZAKLIKLARININ BELİRLENMESİNE

DAİR YÖNETMELİK

 

 

BİRİNCİ BÖLÜM

 Genel Hükümler

 

Amaç

Madde 1-Bu Yönetmeliğin amacı; hapishane, umuma açık yerler ile içkili yerlerin; öğretim kurumlarına olan uzaklığının ölçülmesi ve kazanılmış haklarla ilgili esasları düzenlemektir.

Kapsam

Madde 2- Bu Yönetmelik, hapishane, umuma açık yerler ve içkili yerler ile öğretim kurumlarını kapsar.

Dayanak

Madde 3-Bu Yönetmelik, 222 sayılı İlköğretim ve Eğitim Kanununun değişik 61 inci ve 625 sayılı Özel Öğretim Kurumları Kanununun değişik 9 uncu maddeleri hükümlerine dayanılarak hazırlanmıştır.

Tanımlar

Madde 4-Bu Yönetmelikte geçen;

a)Kanun: 625 sayılı Özel Öğretim Kurumları Kanunu ile 222 sayılı İlköğretim ve Eğitim Kanununda değişiklik yapan, 15/1/1998 tarihli ve 4322 sayılı Kanunu,

b)Öğretim Kurumları: Okul öncesi eğitim, ilköğretim ve orta öğretim öğrencilerinin devam ettiği okul, kurs, dershane ve diğer resmî veya özel öğretim kurumları ile bunların bina ve tesislerini,

c)Turizmin yoğun olduğu yöreler: Turizm Bakanlığınca belirtilen yerleri,

d)Umuma açık yer: Açılmasına ve faaliyette bulunmasına kolluk kuvvetlerinin soruşturması üzerine o yerin mülkî idare amiri tarafından izin verilen ve belli şartlara uymak kaydı ile herkesin girebileceği meyhane, kahvehane, bar, elektronik oyun merkezleri gibi yerleri,

e)İçki: Her türlü alkollü içeceği,

f)İçkili yer: Kadehle ve açık olarak alkollü içki satılan, içilen ve içki servisi yapılan yerleri,

ifade eder.

 

İKİNCİ BÖLÜM

İşyerleri ile Öğretim Kurumları Arasındaki Uzaklık

Zorunlu Uzaklık

Madde 5-Hapishane, umuma açık yerler ile içkili yerlerin öğretim kurumlarından en az 200 metre uzaklıkta bulunması zorunludur.

Uzaklığın Ölçülmesi

Madde 6-Bu Yönetmeliğin 2 nci maddesinde belirtilen umuma açık yerler ile içkili yerler ve öğretim kurumlarının açılmasına izin verilirken aralarındaki uzaklığın ölçümünde, bina ve tesislerin, varsa bahçesi de dahil en dış sınırı dikkate alınır ve bu sınırın her bir noktası için en az 200 metre şartı aranır. Uzaklık yaya gidilebilecek şekilde hesaplanır.

Uzaklığı Ölçme Yetkisi

Madde 7-Yönetmeliğin 2 nci maddesinde belirtilen hapishane, umuma açık yerler ile içkili yerlerin açılmasına izin verilirken, o yerin en az 200 metre civarında öğretim kurumu bulunup bulunmadığının tespiti, mahalli kolluk kuvvetlerince yapılır.

Öğretim kurumlarının açılmasına izin verilirken, o yerin en az 200 metre civarında Yönetmeliğin 2 nci maddesinde belirtilen hapishane, umuma açık yerler ile içkili yerlerin bulunup bulunmadığının tespiti, millî eğitim müdürlüklerince görevlendirilecek 3 ilköğretim müfettişi tarafından yapılır.

 

ÜÇÜNCÜ BÖLÜM

Kazanılmış Haklar

Kazanılmış Haklar

Madde 8-Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten önce faaliyette bulunmak üzere ruhsat verilen, Yönetmeliğin 2 nci maddesinde belirtilen umuma açık yerler ile içkili yerlerin ve öğretim kurumlarının kazanılmış hakları saklıdır.

Kazanılmış Hakların Sona Ermesi

Madde 9- Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten önce ruhsat verilen, Yönetmeliğin 2 nci maddesinde belirtilen umuma açık yerler ile içkili yerlere ait ruhsat sahiplerinin:

a)İş yerini eş ve çocuklarına veya yasal mirasçılarına devri halinde işletme hakkı korunur.

b)İş yerini bir defaya mahsus olmak üzere bir başkasına satması veya benzeri el değiştirmesi halinde, bu iş yerini alan kişi veya kuruluşun işletme hakları korunur.

c)Yukarıda (a) ve (b) alt başlıkları altında belirtilen hakların kullanılmasından sonra kazanılmış hakları sona erer.

d)İş yeri faaliyet konusunun değiştirilmesi veya ceza alarak sürekli kapanması durumunda da kazanılmış hakları sona erer.

İstisnalar

Madde 10-2634 sayılı Turizmi Teşvik Kanunu hükümleri saklı kalmak kaydıyla, turizmin yoğun olduğu bölgelerde, okulların yaz tatiline girdiği süre içerisinde Yönetmeliğin 2 nci maddesinde belirtilen umuma açık yerler ile içkili yerleri açmak veya mevcut iş yerini bu şekilde işletmek isteyenlere, Kanunda belirtilen 200 metre mesafe şartı aranmaksızın ruhsat verilip verilmemesine o yerin mülkî idare amiri karar vermeye yetkilidir. Bu ruhsat, verildiği yıla ait yaz tatili dönemi için geçerlidir.

İlköğretim ve orta öğretim öğrencisi olmayan, sadece yetişkinlerin devam ettiği kurs ve dershanelerde Kanunda sözü edilen 200 metre mesafe şartı aranmaz. Bu kurumlar için verilen izin yazılarında ve düzenlenen ruhsatnamelerde ilk ve orta öğretim öğrencilerinin kayıtlarının yapılamayacağına yer verilir.

Geçici Madde 1-Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten önce, özel öğretim kurumu açmak veya nakletmek için millî eğitim müdürlüklerine başvuruda bulunanlar veya ilgili kamu kuruluşlarından Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten önce gerekli izinleri alanlar hakkında bu Yönetmelik yürürlüğe girmeden önceki mevzuat hükümleri uygulanır.

Bu Yönetmelik kapsamına giren umuma açık yerler ile içkili yerleri açmak isteyenlerden, Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten önce başvuruda bulunmuş olup açılması istenen yer ve şahıs bakımından kolluk kuvvetleri tarafından yapılan soruşturmaların sonucunda durumu olumlu görülenlere, ruhsat düzenlenmemiş olsa dahi, önceki mevzuat hükümlerine göre işlem yapılır.

DÖRDÜNCÜ BÖLÜM

Yürürlük ve Yürütme

Yürürlük

Madde 11-Bu Yönetmelik yayımı tarihinde yürürlüğe girer.

Yürütme

Madde 12-Bu Yönetmelik hükümlerini, İçişleri, Millî Eğitim, Sağlık ve Turizm Bakanları birlikte yürütür.

YÖNETMELİĞİN

8 ve 9 UNCU MADDELERİNİN YENİDEN

DÜZENLEMESİ HAKKINDA GEREKÇE

Meyhane, kahvehane ve benzer yerler ile satılması Kanunla ruhsata bağlanmış içki ve benzeri satış yerlerinin öğretim kurumlarından uzaklaştırılması amacıyla:

28.7.1984 tarih ve 18472 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan 3035 sayılı Kanunla değiştirilen 625 sayılı Kanunun 9 uncu maddesine; “Özel öğretim kurumlarına ait bina ve tesislere en az 200 metre mesafe içindeki mahallerde meyhane, kahvehane, bar ve benzerleri gibi tesisler kurulamaz ve satılması kanunla ruhsata bağlanmış içki ve benzerlerinin satışyerleri açılamaz. Söz konusu mahallerde bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihte faaliyette bulunan bu gibi yerlerin faaliyetlerine en geç iki yıl içinde son verilir. Bu konuya ait uygulama esasları yönetmelikle tespit edilir.” hükmü ilave edilmiştir.

Ancak Kanunda belirtilen yerlerin tasfiyesi için verilen iki yıl süre dolmadan, 19.3.1986 tarih ve 19052 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan 254 sayılı Kanun Hükmünde Kararname ile 625 sayılı Kanunun 9 uncu maddesi; “Özel öğretim kurumları ve tesislerinin hapishane, meyhane, kahvehane, kıraathane, bar gibi umuma açık yerlerden en az yüz metre uzaklıkta bulunması zaruridir.

Özel öğretim kurumları ve tesislerin bulunduğu yerin yüz metre civarında yukarıda sayılan yerler ile açık alkollü içki satılan yerler açılamaz.

Hangi mahalde yüz metre şartı aranmayacağı hususunda karar vermeye o yerin mülkî idare amiri yetkilidir.

Kurs ve dershaneler hakkında yukarıda hüküm uygulanmaz.”

şeklinde değiştirilmiştir.

Değişiklik gerekçesi de Başbakanlık Kanunlar ve Kararlar Genel Müdürlüğü’nün 19.3.1996 tarih ve K.K.Gn.Md.18/101-1/272/01433 sayılı yazısında:

“625 sayılı Özel Öğretim Kurumları Kanununun 9 uncu maddesine 3035 sayılı Kanunla eklenen fıkra ile özel öğretim kurumlarına ait bina ve tesislere en az 200 metre mesafe içindeki mahallerde meyhane, kahvehane, kıraathane ve bar gibi tesislerin kurulamayacağı ve satılması kanunla ruhsata bağlanmış içki ve benzerlerinin satış yerlerinin açılamayacağı, açılmış olanların faaliyetlerine son verileceği hükme bağlanmıştır.

Ancak, satılması kanunla ruhsata bağlı içki ve benzerleri; bayi, bakkal, market ve benzeri yerlerde de satıldığından bu gibi yerlerin de kapatılması gibi bir durum ortaya çıkmaktadır. Bu işyerlerini işletenleri mağdur etmemek maksadıyla kanunda değişiklik yapılması zarureti doğmuştur.

Yapılan değişiklikle 200 metre, 222 sayılı Kanuna uygun olarak 100 metreye indirilmiş ve ayrıca hangi mahallerde yüz metre şartı aranmayacağı hususunda karar vermeye, o yerin mülkî idare amiri yetkili kılınmış, kurs ve dershaneler hakkında yukarıdaki hükümlerin uygulanmayacağı ön görülmüştür.

Diğer taraftan 222 sayılı İlköğretim ve Eğitim Kanununun 61 inci maddesi de 625 sayılı Kanunda yapılan değişikliğe paralel olarak değiştirilmiş ve böylece iki Kanun arasında birlik ve beraberlik sağlanmıştır.”

şeklinde ifade edilmiştir.

Ancak 254 sayılı Kanun Hükmünde Kararname’nin Kanun haline getirilmesi için T.B.M.M. toplanan Millî Eğitim Komisyonu, tekrar eğitim kurumları ile umuma açık yerler arasında 200 metre mesafe bulunması yönünde karar almış ve bu karar T.B.M.M. Genel Kurulunda görüşülerek, söz konusu Yönetmeliğin hazırlanmasına sebep olan Kanun maddesi haline getirilmiştir.

Yukarıdaki kısa açıklamadan sonra (Resmî Gazete’de henüz yayınlanmamış olan) Yönetmeliğin 8 ve 9 uncu maddelerinde yeni düzenleme yapılmasının gerekçesi:

3035 sayılı Kanunda değişiklik yapan 254 sayılı Kanun Hükmünde Kararname için Başbakanlık Kanunlar ve Kararlar Genel Müdürlüğü’nün yukarıda belirtilen yazısındaki gerekçeler bu gün için de aynen geçerlidir.

Ayrıca 254 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin çıkması için Başbakanlığa yapılan başvurularda:

Kahveci esnafının geniş bir kitle olduğu bütün kahvelere öğrencilerin girme imkanının bulunmadığı, kahveci esnafının ve ailelerinin önemli ölçüde mağdur olacağı görüşü dile getirilmekte idi. Bu görüşler şu anda da aynen geçerli olmakla birlikte bu yönde Bakanlığımıza yoğun talepler yapılmaktadır

Yukarıda da izah edildiği gibi, hukuka uygun olarak müktesep haklar korunmadığından, mağduriyetlerin önlenmesi için yeni yasal düzenlemelere gitme zorunluluğu ortaya çıkmıştır

Bu nedenle, en son çıkarılan 4322 sayılı Kanun, müktesep hakların korunmasını ön plâna almıştır.

Bilindiği gibi hukukumuza göre: Müktesep hak; önceden yürürlükte bulunan hükümlere göre bir kişi yararına var olan bir hakkın, sonradan çıkartılan hükümlerle çiğnenmemesi; bir kimsenin edinmiş olduğu hakkın iradesi dışında elinden alınması anlamını taşımaktadır.

Yukarıdaki tanımdan da anlaşılacağı gibi, kazanılmış hakkın söz konusu olabilmesi için yürürlükteki hukuk kurallarına uygun olarak doğmuş ve halen devam etmekte olan bir hakkın varlığı gerekir. Böylece doğmuş bir hakkın korunması hukukun genel ilkeleri arasında yer alır.

Bu nedenle ,idare hukukunda da, yürürlükteki hukuk kurallarında değişiklikler ve yeni düzenlemeler yapılırken kişilerin kazanılmış haklarının korunması ve bu hakların kullanımının devamının sağlanması gereklidir. Bunun için de idare tarafından yeni düzenleyici işlemler yapılırken, kişilerin kazanılmış haklarının korunmasını sağlayan hükümlere yer verilmesi yerinde olacaktır.

Açıklanan bu nedenlerle Yönetmeliğin 8 ve 9 uncu maddelerinin son düzenleme şekli ile yayınlanması gerekli görülmektedir.

Arz ederim.